Kurumsal Yönetimde “Şeffaflık” ve Türk Ticaret Hukukundaki Uygulamaları
Şeffaflık, kurumsal yönetimin en önemli prensiplerinden biri olarak, hem finansal piyasalarda hem de şirketlerin yönetim yapısında önemli bir rol oynamaktadır. Şeffaflığın pozitif etkisi şirketlerin karanlık tarafları dikkate alındığında kendisini göstermektedir.
Özellikle, İmar Bankası, Parmalat ve Lehman Brothers skandalları, şeffaf olmama durumunun, bu zorlu rekabet piyasası ortamında, ekonomilerde tolere edilmeyeceğini ağır sonuçlara neden olarak göstermiştir. Sorulması gereken soru, şeffaflık, finansal piyasalarda niçin bu kadar önemlidir veya ne gibi pozitif katkıları vardır? Efektif bir bilgi akışı, hem borsaya kayıtlı şirketlerin yatırımcılar açısından cazibesini arttırmakta, hem de ekonomilerdeki beklenmeyen durumlara karşı önleyici tedbirlerin en kısa sürede alınmasına yardımcı olmaktadır. Bu yüzden, Tapscott ve Ticoll’un eserlerinde belirttiği gibi, “Günümüzün kazananları, başarı için her gün daha fazla soyunanlardır”(Tapscott and Ticall 2003, xii). Bununla birlikte, diğer bir problemde, şeffaflığın öneminin kanun koyucular tarafından ne kadar anlaşılıp, yasal zeminlerde uygulamaya dönüştürülebildiğidir. Bu doğrultuda çalışmamızda, şeffaflık kurallarının uygulanabilirliğinin anlaşılabilmesi bakımından, şeffaflık teorisinin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunun ile ilgili ikincil mevzuatta hangi ölçüde ve nasıl pratiğe dönüştüğünün keşfedilmesi amaçlamaktadır.
Yorum Gönder