Gün: <span>19 Temmuz 2017</span>

Kambiyo Senetlerinden Çeke Dayanarak Yapılan Kambiyo Senetlerine Mahsus Haciz Yoluyla Takipte Yetkili İcra Daireleri

Kambiyo senetleri, Türk Ticaret Kanunu m. 582’de ifade edildiği üze­re poliçe, bono ve çek olup, İcra ve İflas Kanunu (m. 167-176b) bu senetlere özgü özel bir takip (kambiyo senetlere mahsus takip) usulü kabul etmiştir. Bu çalışmada, kambiyo senetlerinden çeke dayanarak yapılan haciz yoluyla icra takibinde yetkili (olan ve olması gereken) icra daireleri incelenecektir.

Detaylı Bilgi

Alman Paylı Ortaklıklar Kanunu’nda (AKTG) Değişiklik Yapan “Nama Yazılı Pay Senetleri Kanunu (NASTRAG)’nun “Pay Defteri (AKTEINBUCH)” Konusundaki Yeni Düzenlemeleri

Alman Hukukunda nama yazılı pay senetlerine son yıllarda giderek büyük önem verilmesi karşısında^ bu alana ilişkin bir yasal düzenleme ihtiyacı duyulmuş ve “Nama Yazılı Pay Senetleri Yasası (Namens-  aktiengesetz-NaStraG) ” tasarı olarak hazırlanmış, bu tasarı, birtakım değişikliklerle 10.05.2000’de Federal Hükümet, 18.01.2001 tarihinde Alman Federal Meclisi tarafından kabul edilerek kanunlaşmış ve 25.01.2001 tarihinden itibaren de yürürlüğe girmiştir. Bu yasal dü­ zenlemenin arka planında, öncelikle nama yazılı pay senedi hukukunun modernize edilmesi, bugünkü teknolojik ilerlemelere uygun hale getirilmesi ve pay sahipleri çemberinin uluslararası boyuta kavuşturulması amacı yer almaktadır.

Detaylı Bilgi

Türk Hukukunda Hukukî Mütalâanın Önemi ve Niteliği

Hukuk sistemimizde yargı makamlarının ve özellikle hâkimlerin, bir  uyuşmazlığı çözümlerken, yer yer farklı alanlarda uzman sayılabilecek kişilerin bilgilerine başvurdukları bilinen bir gerçektir. Bunu temin eden  kurumlardan birisi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda (HUMK) düzenlenen “bilirkişilik kurumu”dur. Bununla birlikte, uygulamada  bazen taraf veya taraf vekillerince somut uyuşmazlıkla ilgili olarak, hukukî konularda, alanında uzman olan kişilerden “hukukî mütalâa”  alınmakta ve mahkemeye ibraz edilmektedir. Bu konuda mevzuatımızda bir düzenleme olmadığı için, hukukî mütalâaların önemi ve niteliği yeterince açıklığa kavuşturulmuş değildir. Bu nedenle, “hukukî  mütalâanın önemi, etkisi, değeri ve sonucu”, kısaca “niteliği”nin açıkça  ortaya konulmasında büyük yarar bulunmaktadır.

Detaylı Bilgi

Türk Ticaret Kanunu Tasarısı’nda Kıymetli Evrak Hukuku Kitabında Yapılan Düzenlemeler ve Değişiklik Önerilerimiz

Türk Ticaret Kanunu Tasarısında, en az değişiklik yapılan bölüm, “Kıymetli Evrak” kitabıdır. Bu durumun sebebi, TTK’nm kıymetli evraka ilişkin hükümlerinde, 50 yıla yaklaşan uygulamada çek dışında değişiklik ihtiyacının ortaya çıkmaması; ayrıca, bu hükümlerin sınır aşan nitelikleri dolayısıyla uluslararası toplumun bir parçasını oluşturmaları nedeniyle tek  taraflı değişiklik yapılmasına sıcak bakılmaması olmuştur.

Detaylı Bilgi

Çek Kanununda Değişiklik Yapan 4814 Sayılı Kanundan Önce Basılan ya da Bastırılan Çekleri Hukukî Durumu Hakkında Bir Değerlendirme

19.3.1985 tarihli “3167 Sayılı Çekle ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Kanuni ”da, 4814 sayılı Kanunla (özellikle karşılıksız çek suçuna ilişkin olmak üzere) Önemli değişiklikler yapılmış; gerek uygulamada, gerek öğretide sorun olarak görülen birtakım hususlara “somut düzenleme” getirilerek çözüm bulma yoluna gidilmiştir. Bu kapsamda, 3167 Sayılı ÇekK’nın 3 ncü maddesi kenar başlığı ile birlikte değiştirilmiş ve bir çekte bulunması gereken unsurların neler olduğu (TTK m. 692 ve m. 693 hükümleri yanında) ve bunların çekin geçerliliğine etkileri konularında düzenlemeler yapılmıştır.

Detaylı Bilgi

İlk Kez 33 Farklı Ders, Yaz Okulunda Açıldı.

Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı, Prof. Dr. Şafak NARBAY, Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde bu yıl açılan yaz okulu ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Başvuran öğrenci sayısında olağanüstü bir artış olduğunu belirten Narbay,  Hukuk Fakültesinde bu yaz okulu döneminde 33 farklı ders açtıklarını belirtti.

Detaylı Bilgi

Birleşme, Bölünme, Tür Değiştirme Kararının İptali ve Eksikliklerinin Sonuçları ( TK Md. 192 )

        Elinizdeki bu eser, akademik kariyerimin son basamağı olan profesörlük takdim tezi olarak kaleme alınmıştır.

        Atatürk Üniversitesi’ne bağlı olarak Erzincan’da 27.06.1987’de kurulan Hukuk Fakültesi’nde 18.06.1993’de Ticaret Hukuku Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak akademiye resmen ilk adımımı attım. Ancak, daha İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarımda hayalini kurduğum akademik plânlarım herhangi bir değişikliğe uğramaksızın yine Erzincan Hukuk Fakültesi’nde fiili olarak devam etti ve kariyerimi ulaşabileceğim en üst sınıra taşıdı.

        Atatürk Üniversitesi’ne bağlı olarak kurulan Erzincan Hukuk Fakültesi, Erzincan Üniversitesi’nin kurulmasıyla 01.03.2006’da Erzincan Üniversitesi’ne bağlı bir Hukuk Fakültesi olarak varlığını devam ettirdi. Yaklaşık yirmi dört yıl kadrosunda bulunduğum ve ülkemizin seçkin hukuk fakültelerinden biri olan Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi bünyesinde büyük bir şevk ve azimle birçok farklı yükümlülükleri de üstlenerek bugünlere ulaşmış olmam, benim için çok müstesna bir mutluluk vesilesi olmuştur. Erzincan gibi imkânları sınırlı bir Anadolu şehrinde kurulmuş Erzincan Hukuk Fakültesi’nin nitelikli eğitim veren oldukça güçlü kadrosunu, onun güçlü akademik alt yapısını, son derece zengin ve güncel ihtiyaçlara cevap veren fiziki ve elektronik veri tabanları bulunan kütüphanesini kurarak öğrencilerini hayatın her alanında başarılı kılanlar arasında yer alıyor olmanın huzurunu daima yaşayacağım. Ümit ederim ki büyük fedakârlıklarla erişilen bu seviye, genç arkadaşlarımızın samimi gayretleriyle korunur.

        Kaleme aldığımız bu eserde Türk Hukuku bakımından son derece yeni bir konuyu olabildiğince farklı yönleri ile ele almaya gayret ettik. Dileğimiz odur ki Türk Ticaret Hukuku için kendisinden faydalanılacak bir çalışmayı ortaya koyabilmişizdir. Amacımız, incelemeye çalıştığımız 6102 sayılı TK md. 192 hükmünü, nasip olur da yeni baskılar yapmak fırsatı bulursak çok daha kapsamlı ve ayrıntılı bir şekilde hazırlayabilmektir. Konunun son derece yeni ve spesifik olması nedeniyle, Yargıtay’ın uygulamasını tam olarak tespit edebilmek bugün için mümkün olamamıştır. Ancak UYAP sistemine aktarılan ve konu ile herhangi bir şekilde bağlantısı bulunan bütün kararlara eserimizde yer vermeye çalıştığımızın bilinmesini de belirtmek isterim.

        Her eser gibi bu kitap da büyük bir emek, fedakârlık, sabır ve birlikte çalışmanın bir ürünüdür. Bu süreçte bana destek olan ancak isimlerini, sayıları hayli çok olduğu için, burada tek tek sayamayacağım çok değerli arkadaşlarım bulunmaktadır. Başta, her ihtiyaç hissettiğimde yanımda olan, yükümü hafifletmek için ellerinden gelenin en iyisini ortaya koymaya çalışan, İstanbul’da ve Erzincan’daki bütün kürsü arkadaşlarım olmak üzere, Almanya’dan, konu ile ilgili en güncel İsviçre ve Alman Hukuk kaynaklarını bana ulaştıran, Yargıtay’ın konu ile ilgili kararlarını UYAP sisteminden temin edip bana gönderen bütün dostlarıma içtenlikle teşekkürlerimi sunuyorum. Bir başarı varsa bu, bu birlikteliğin bir sonucudur.

        Elbette, Sevgili Eşimin ve Kızlarımın haklarını teslim etmem gerekiyor. Birlikte bana sağladıkları huzurlu çalışma ortamı, gösterdikleri engin anlayış, hoşgörü ve sabrın karşılığı her türlü takdirin üzerindedir. Bir kez de buradan Sizlere en kalbi duygularımla teşekkür ediyorum.

        Nihayet önemle belirtmeliyim ki bugünlere gelmemde saygıdeğer hocalarımın çok büyük destekleri bulunmaktadır. Fakülte üçüncü sınıfta derslerini büyük bir zevkle ve ilgiyle takip ederken akademisyen olma düşüncesinin zihnimde canlanmasına vesile olan, ilk akademik çalışmamda bana Danışmanlık yapıp, ortaya çıkan çalışmanın basılması için beni teşvik edip, yönlendiren, farklı bir enstitü bünyesinde doktora yapıyor olmama karşın, Almanya’ya gidebilmem amacıyla kabul belgesi alabilmem için referans mektubu yazıp veren, doktora tezimi satır satır okuyarak önemli katkılar sağlayan ve Türk Hukukuna çok değerli eserler kazandırmış bulunan muhterem hocam Prof. Dr. Ömer TEOMAN başta olmak üzere, gerek doktora sürecimde gerek doçentlik safhasında yapıcı eleştirileri ile yoluma ışık tutmuş bulunan Kıymetli Hocalarıma bir kez daha en samimi duygularımla teşekkürlerimi arz eder, bu naçiz eserimi değerli hocalarıma ithaf etmek isterim. Bu benim için büyük bir onur olacaktır.

Doç. Dr. Şafak NARBAY
Erzincan, 01.05.2017